Cumartesi, Ekim 29, 2005

Merhaba Haftasonu!

Ne merhaba ama,

Normal şartlarda Cuma öğleden sonra başlaması gereken haftasonum, ödevin birisini deadline'a saatler kala yetiştirebilmem sebebiyle kafadan Cuma akşamına sarkmış oldu.

Cuma akşamı, ilk Halloween (?? cadılar bayramı ?? ) partime gittim, ve ne kadar anlamsız bir şey olduğunu yerinde tespit ettim. Böyle bir bayramın kökeni ne olabilir ki? İnsanlar acaip kıyafetler giyebilecekleri bir bayram niye isterler? Eve döndüğümde Internet'den küçük bir araştırma yapıyorum ve, biraz da olsa anlıyorum durumu; ama o kadar da değil.

Beni bomba gibi bir hafta sonu bekliyor. Tam ortasında 24 saat sürecek bir take home midterm beni bekliyor. Ben de onu bekliyorum haliyle. İkimiz tam silahlı durumdayız, bakalım kimin kayıpları daha çok olacak. Saldıran taraf ben olduğuma göre dikkatli olmakta fayda var tabi.

Hayatımın bir haftasının alınıp periyodize edildiğini düşünmeye başladım. Gerçi bu öğrencilik için genel bir durum. (Bugüne bugün 15 den fazla yıldır öğrenciyiz herhalde, biliyoruz. ) Her hafta düzenli bir şekilde aynı işleri yapıyorum. Arasıra sınav falan olunca eğlence çıkıyor bize de işte :).

Emin değilim ama bu hayatları periyodize edenlerin küçük bir hatası var sanırım. Her öğrencinin hayatı birbirine benziyor, bir çeşit aliasing olabilir. Dikkat!, derim ben.

Hafta içinde aldığım e-mailleri sıraya koydum. Hafta sonunda onları da yanıtlamayı planlıyorum. Umarım böyle yaptığım için bana e-mail göndermeyi kesmezler. Sadece adam gibi yanıt verebilmek için yeterince vakte ihtiyacım var. Zaman yönetiminde bir yerde hata yapıyorum ama nerde? Bir sekreter mi tutsam acaba? (Kendime not: Yok artık!)

Bütün bunlar içinde çok mutlu olduğum bir şey var. Bu insan oğlunda (ben dahil :) ) ne çeşit bir enerji varsa, insan resmen yorulmak bilmiyor. Böyle bir potansiyel sahibi olmak mutluluk verici haliyle.

Her neyse, ben todo listemdeki bir sonraki elemana geçerken, siz de keyfinize bakın. Hoşçakalın.

Hiç yorum yok: