tag:blogger.com,1999:blog-166507072024-03-13T02:14:58.468+03:00Ir77'sAz az ve lüzümsuz yazılarUnknownnoreply@blogger.comBlogger159125tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-71067469958780768852013-05-13T01:57:00.000+03:002013-05-13T01:57:14.991+03:002003 - 2013Otuza günler kala son on yılımın bir albümünü hazırladım. 2003 - 2005 arası eksik. O döneme ait bir kaç fotoğraf eski bilgisayarımda mevcut. Onları da uygun bir vakitte alıp buraya eklemeyi planlıyorum.<br />
<br />
Bu albümü hazırlarken çok eğlendim. Seçtiğim her bir fotoğraf için onlaraca fotoğrafa baktım. Hem nostaljik hem güzel oldu. Sevdiğim herkes ile bir resmimizi eklemek isterdim ama bu mümkün olmadı. Çoğu insanla tek bir kare bile bir fotoğrafımız yok. Varsa bile bende yok.<br />
<br />
Lafı çok uzatmadan albümü buraya ekliyorum, iyi seyirler ve iyi eğlenceler. Hepiniz iyi ki varsınız.<br />
<br />
<a href="https://plus.google.com/photos/109025181467616543861/albums/5859896275752150833?authkey=COqFtLmbw_S0gQE">Fotoğrafları için tıklayın</a>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-79623108404324710272013-02-26T10:06:00.000+02:002013-02-26T10:06:50.459+02:00Otuz'a çeyrek kala<br />
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">Yaklaşık üç ay
sonra otuzuma basıyorum. Bir şey değişmeyecek biliyorum. Hayat sürekli</span>;<span lang="TR"> gün döndü diye dünya değişmez. Yine de
merak ediyorum tabi. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">Geriye dönüp son
on yıla bakmak için de iyi bir zaman. Nerede başladım, şimdi neredeyim</span>?<span lang="TR"> Önemli sorular bunlar. Arada ne olup
bittiği çok da fark etmez aslında. Olduğum yerden memnunum. Daha iyi olabilirdi
ve hala daha iyi olabilir. Böyle düşünmem iyi bir şey olsa gerek. Hayattaki
hedefim işte o daha iyi yerlere gelebilmek olmalı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">On yıl uzun
zaman. Geriye dönüp şu oldu bu bitti diye düşünmeye kalksam bir ton vakit
geçer. Kısa özeti iyi şeyler oldu, kötü şeyler de. Daha önemlisi on yıl uzun
zaman. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">Bir kaç tane ders
çıkarttım ama kendime. Birincisi hayat benim hayatım. İstediğim gibi
şekillendirmek elimde. Kendimi memnun etmekten başka bir amacım olmasına da
gerek yok. Dediğim gibi hayat benim. Giden vakit de benim, cefası da sefası da.
Bunu geçen on sene de öğrendim mesela. Daha önce başkalarını da memnun etmek
gerektiğini zannediyordum. O kadar da mühim değilmiş.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">Öğrendiğim başka
bir şey de insanlar gelip gidiyorlar. Bazıları gelip gitmiyorlar. İşte o kalıcı
olanlar en çok sevdiklerim. Gelip gidenleri de seviyorum aslında. Hepsinden bir
iki bir şeyler öğrenmişimdir. O kadarmış demek ki birlikte geçireceğimiz zaman.
Bazılar da tümden gidiyor. Bu da yeni bana. On yıl önce hiç olmamıştı. Birlikte
olamamanın geri dönüşü yokmuş. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">Dünya küçük onu
da yeni öğrendim. Senelerce aynı şehirde yaşadığımdan yeni öğrenmiş olmam
doğal. Her yer göründüğünden daha yakın, her şey daha erişilebilir. En uzak
bile uzak değil. Mesafelerin de engellerin de en büyükleri hep kafamın içinde.
Onları aşınca her şey daha kolay. Bunun üzerinde hala çalışıyorum. Kırklı
yaşlara inşallah.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">Son olarak da her
şeyin değiştiği gerçeği var. İnsanlar mesela en çok onlar değişiyorlar. Kimisi
daha makul daha anlayışlı oluyor, kimisi daha zor daha çekilmez oluyor. Her ne
olurlarsa olsunlar onlara da saygı duyuyorum. Sonuçta hepimizin bu dünyada var olmaya
eşit miktarda hakkı var. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">Daha çok da
yazarım ama vakit geç, uykum geldi. Başka bir zamana tamamlarım artık. Daha
uzun yıllarım var nasıl olsa.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">Sevgilerimle.<o:p></o:p></span></div>
Unknownnoreply@blogger.com0Mountain View, CA 94040, USA37.3785351 -122.0865850000000137.3280681 -122.16726600000001 37.4290021 -122.00590400000002tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-32007627855290410992012-05-23T10:27:00.000+03:002012-05-23T10:27:04.757+03:0029<br />
Bir yaşıma daha girdim. Yirmilerin sonundayım artık. Değişen bir şey yok. Varsa bile fark edemiyorum. Hayat hızlı akıyor. Durup düşünecek, detaylara bakacak vakit pek olmuyor. Hep bir sonraki şeyi kurmaktan anı yaşamaya da fırsat kalmıyor.<br />
<br />
Bunu bir zayıflık olarak görmüyorum aslında. Düzeltilebilir bir şey olduğuna inanıyorum. Belki biraz daha sakin, daha sindire sindire yaşarsam her şey biraz daha yavaşlar.<br />
<br />
Bu sene ne yapmak istediğimi tam olarak bilmiyorum. Önceki senelerde de bu böyleydi aslında. Belki de biraz netlik kendim için dileyebileceğim en güzel dilek olur.<br />
<br />
Günün sonunda hatırlanmak, sevildiğini bilmek gerçekten güzel bir duygu. Hatırlayan herkese sonsuz teşekkürler. Hepinizi çok seviyorum.<br />
<br />
Sevgilerimle! Görüşmek üzere!<br />
<div>
<br /></div>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-60292594140222500382012-04-23T04:10:00.001+03:002012-04-23T04:10:13.436+03:00Bahar'da bitti yaz geldi :)<div><br/><img src='https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDz7VElX911RzMNH8WwuKuqmgcN_43FQT0fsxsmVRsksp0VcxosS3taHCwkoWeIzVd0DVByiCrxqDJHghgTf48HoBlz6Zb4ISwoxVoLsGQwwy7oMbwaqbd6DVNl_9PfQwxbONPvQ/' /></div>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-37367956594762380652012-04-14T07:42:00.001+03:002012-04-14T21:36:57.227+03:002012'in en iyisi<div>
2012'in en iyi işini yapıyormuşum da haberim yokmuş :)<br />
<a href="http://online.wsj.com/article/SB10001424052702303772904577336230132805276.html?mod=e2tw">Best and Worst Jobs of 2012</a> </div>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-22561642888789662272012-04-13T04:08:00.000+03:002012-04-13T04:15:12.390+03:00Facebook'dan sonra hayat<br />
Facebook timeline'a geçmiş haberim bile olmadı. Beş ay önce facebook hesabımı dondurdum. İstediğim zaman kaldığım yerden devam edebilirmişim. Eğer istersem tabi. Hiç de istemem. Aylardır facebook ile ilgili yaptığım tek şey bu yazı. Bir kaç ufak tefek sebep bir de fazla zaman kaybetmemek için kapattım. Eskiden beri vardır böyle bir huyum, durur durur radikal bir şey yaparım. İyi oldu ama, en önemlisi de zaman açısından iyi oldu.<br />
<br />
Kaç tane arkadaşım vardı hatırlamıyorum. Çok değildi aslında ama sonsuz miktarda okunacak şey vardı onu biliyorum. Gerçi zaman kaybetmek için başka mecralar buldum kendime. Yine lüzümsuz şeyler okuyorum, komik videolar izliyorum falan. Ama en azından, istediğim zaman istediğim şeylere harcıyorum vaktimi.<br />
<br />
Facebook benim için fark etmeden kocaman bir doğum günü listesine dönmüş aslında. Unutmuşum insanların doğum günlerini. Hatta kim önemlidir kim değildir onu bile unutmuşum. Halbuki ne gereksiz. Şimdi olur da hatırlarsam email atıyorum. Hatırlayamazsan yine email atıyorum, hal hatır soruyorum. Doğum günlerini tutturamazsam da olur. Merak ediyorsanız benimkisi önümüzdeki ay :)<br />
<br />
Bir de organizasyonlar için çok gerekli. İnsanlarla buluşmak için bence daha iyi bir alternatif yok şu an. Kırk yılın başı bir yerde birileriyle buluşacaksam da telefon kullanıyorum. Biraz eski usul ama iş görüyor şimdilik.<br />
<br />
Lüzümsuz bir yerde okudum. Internet acaip bir yer. Herkes hayatının parlak yönlerini bizimle paylaşmak istiyor. Sonra bakıyoruz herkesin hayatı çok parlak bizimkisi sadece normal. İnsanlar bunun yüzünden depresyona giriyorlarmış. Şaşırdım bunu okuyunca.<br />
<br />
Dönerim belki bir gün yine facebook'a. Dönmeyedebilirim. Benimle iletişime geçmek isterseniz email atabilirsiniz, en kolay öyle oluyor genelde.<br />
<br />
Bu da ilginizi çekerse diye 7 yıl önce yine facebook ile ilgili yazdığım başka bir <a href="http://blog.ahmetaltay.net/2005/11/friend-networks.html">yazı</a>.Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-86435897477980638442012-03-24T22:18:00.001+02:002012-03-24T22:18:35.770+02:00Cumartesi kahvesi<div><p>ve Emre ile Cumhur</p>
<br/><img src='https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPPTMv8wBbye3QW7IMhIStxDp8U2ZVTcEvMIDP3yBBCdcyBm0eBjmRYy3C2_H-cE0juBOcKCXYMvh3Q6Ok5maR24QS9JhBVBoytHjT67A4384LtcHsb4ZuQh-_Us_AXkMWSSsyew/' /></div>Unknownnoreply@blogger.com0Red Rock, 201 Castro Street, Mountain View37.393673 -122.078896tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-20882688480761938202012-03-22T04:01:00.001+02:002012-03-22T04:01:49.215+02:00Bahar geldi!<div><br/><img src='https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7w5vpi4ovNM4u039Ckd-VYMRDrtuyueUCOka2DLJMNgcg9L-1m1icYC7LazZiRdhxLs4m7Z3lGOMnllN5T0MT9QBhRdckRx8218LW37gNiAttZiG_h2r_uhiH_qsJyU2C0opfGg/' /></div>Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-27499067433085286772012-02-02T08:05:00.000+02:002012-02-02T08:05:25.658+02:00Ocak sonuBugün 1 Şubat. 2012'in ikinci ayı. Yeni yıl gelince insan bir şeyler değişecekmiş gibi hissediyor. Ama hiç de öyle olmuyor. Her şey değişiyor gerçi de, yavaş yavaş değişiyor. Birden bire hiç bir şey olmuyor.<br />
<br />
2012'de ne olsun istiyorum?<br />
<br />
Yeni bir şeyler öğrenmek ve yeni yerler görmek. Sadece bu kadar. Ne bir eksik ne bir fazla. Yeni bir dil öğrenmek istiyorum mesela. Bu Ruby ya da İspanyolca olabilir. Yeni bir yerleri de görmek istiyorum. Herhangi bir yer olabilir. Çok da ilginç bir yer olmasına gerek yok aslında.Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-65757314169078773512011-05-22T12:09:00.004+03:002011-05-22T12:12:14.682+03:00Sevgilerimle - 28Doğum günümü hatırlayan, hatırlamayan, bir senedir hayatımda olan, senelerdir hep yanımda olan, beni destekleyen, beni seven, iyi dileklerini ileten, arkadaşlığını esirgemeyen, merak eden, vaktini ayıran herkese sonsuz teşekkürler ederim.<br />
<a name='more'></a><br />
6. geleneksel kendi kendime doğum günü mesajımda yine geleneği bozmayarak kendime iyi, mutlu, güzel, sağlıklı, şanslı ve sevdiklerimle birlikte bir yıl dilerim.<br />
<br />
Saygı ve sevgilerimle,<br />
AhmetUnknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-21776636188517952502011-01-18T10:24:00.003+02:002011-01-18T10:31:16.609+02:00Sanatsal ÇalışmalarımHerkese mutlu yıllar. <br />
<br />
Yeni yıla kara kalem çalışmalarımı paylaşarak giriyorum. Beni tanıyan herkesin bunların benim için ne kadar büyük bir aşama olduğunu anlayacağını umut ediyorum. :p<br />
<br />
Sevgilerimle..<br />
<a name='more'></a><br />
<embed flashvars="host=picasaweb.google.com&hl=en_US&feat=flashalbum&RGB=0x000000&feed=http%3A%2F%2Fpicasaweb.google.com%2Fdata%2Ffeed%2Fapi%2Fuser%2Faaltay%2Falbumid%2F5563435777403796865%3Falt%3Drss%26kind%3Dphoto%26hl%3Den_US" height="267" pluginspage="http://www.macromedia.com/go/getflashplayer" src="http://picasaweb.google.com/s/c/bin/slideshow.swf" type="application/x-shockwave-flash" width="400"></embed>Unknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-58383670574570991662010-12-11T08:58:00.001+02:002010-12-11T08:59:48.788+02:00Horozumu kaçırdılar, suyuna da pilav pişirdilerBu sefer biraz acıklı bir yazı yazmak zorundayım. Çünkü beş küsür senedir kullandığım yeşil kupam kırıldı. Bir gece karanlıkta, mutfakta üzerine başka bir kupa düşmesi sonucu çatladı. Son bir iyilik yaptı paramparça olmadı, sadece çatladı.<br />
<br />
<a name='more'></a>Evime gelmiş olan herkes onu bilir. Suyumu, çayımı, sütümü onunla içerdim. Buraya geldiğim ilk gün almıştım. Alışmıştım.<br />
<br />
Daha yerine yeni bir şey alamadım. Çünkü istediğim gibi bir şey bulamadım. İyi kupa bulmak gerçekten zor. İçinin siyah dışının yeşil olmasını istiyorum. Eskisiyle aynı boyutta olması önemli. Alt tarafının kaplaması kaygan olmalı, yoksa masaya koyunca bir ses çıkıyor hiç hoşuma gitmiyor. Bunlar olmazsa olmaz bence. Şimdilik başka bardaklarla idare ediyorum ama yerini tutmuyor hiç biri.<br />
<br />
Onu hatırlamak istediğim haliyle, çatlamayan tarafından son bir fotoğrafını koyuyorum buraya.<br />
<br />
Güle güle yeşil kupa.. 18.9.2005 – 27.11.2010<br />
<br />
<a href="http://lh4.ggpht.com/_DwgP0m2gjPs/TQMgkcW3_gI/AAAAAAAAAwI/D473TLIyG2E/s1600-h/IMG_20101210_225203%5B3%5D.jpg"><img alt="IMG_20101210_225203" border="0" height="184" src="http://lh4.ggpht.com/_DwgP0m2gjPs/TQMgksca5rI/AAAAAAAAAwM/PKS34hFmTPs/IMG_20101210_225203_thumb.jpg?imgmax=800" style="background-image: none; border: 0px none; display: inline; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;" title="IMG_20101210_225203" width="244" /></a>Unknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-31521844791553042032010-10-30T10:33:00.001+03:002010-10-30T23:08:08.230+03:00Çilek Reçeli<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglFjZp6VnTI8PpqeykuXYUKJPeFdRNB-Iw6xa8rLcWt8HWlr5KxbGjGpRzgtO0oEa_3AIF5m4h_2MCPeJGbGz1FoAz16KXr7c4qaoDB276Y9fbTgYCwHWLNoDWPfXqI25x9Et2NQ/s1600/blog_c_4016.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglFjZp6VnTI8PpqeykuXYUKJPeFdRNB-Iw6xa8rLcWt8HWlr5KxbGjGpRzgtO0oEa_3AIF5m4h_2MCPeJGbGz1FoAz16KXr7c4qaoDB276Y9fbTgYCwHWLNoDWPfXqI25x9Et2NQ/s200/blog_c_4016.png" width="200" /></a></div>Annemin tarifi ve biraz da yaratıcılıkla geçen ay dört buçuk kavanoz kadar çilek reçeli ürettim. Sıcağı sıcağına yazmadım, çünkü önce tam anlamıyla kalite kontrolünden geçirmek istedim. Bence tadı iyi. Benden başka deneyenler de beğendiklerini söylediler. Ama kibarlıklarından da söylemiş olabilirler emin değilim.<br />
<br />
<a name='more'></a>Burada tarifini vermek istemiyorum. Hem bazı önemli detayları unuttum hem de zaten en başından beri ne kadar doğru yaptığımdan emin değilim. Ama ilginizi çektiyse eğer benim tavsiyem tanıdığınız birine nasıl yapıldığını sorun ve gözünüzde pek büyütmeyin. Hem çok zor bir şey değil hem de iş bitince yemesi çok eğlenceli. (Yok illa bana sormak istiyorsanız da email atın elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.)<br />
<br />
Pek çok kişi için bu ilginç bir şey olmayabilir. Ama benim için bir ilk oldu ve hoşuma gitti. Hem de daha önceki bir <a href="http://www.blog.ahmetaltay.net/2010/10/ucuncu-ceyrek-raporu.html">yazımda</a> bahsettiğim için burada sizinle paylaşmak istedim.<br />
<br />
Hepimize afiyet olsun dileklerimle hoşçakalın.Unknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-69679420595972405412010-10-12T03:48:00.000+03:002010-10-12T03:48:10.069+03:00Üçüncü Çeyrek RaporuZaman gerçekten hızlı geçiyor. Bir üç ay daha geçti işte. Ve ben Onur'un da ittirmesiyle yeni bir yazıya daha başlıyorum. Onur'un iletişim yöntemi genel olarak spam üzerine kurulu. Aynı mesajı olabildiğince çok göndermek suretiyle yapıyor bunu ama işe yarıyor yine de. Böyle bile olsa beni sıksık hatırladığı için ona teşekkür ederek başlayayım yazıma.<br />
<br />
Haydi bakalım, son üç ayda neler yaptım? İşte o başlıklar:<br />
<br />
<a href="http://www.blog.ahmetaltay.net/2010/08/ankarada-bulusalm.html"><b>Ankara'daydım</b></a><br />
<br />
Bunu zaten daha önce burada duyurmuştum. Çok uzun zamandır ve az uzun zamandır görüşemediğim bir kaç kişiyi gördüm ve çok mutlu oldum. Bana vakit ayırdıkları hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Zamansızlık ve bazı talihsizliklerden ötürü görüşemediğin herkesten de özür diliyorum. Umarım bir daha ki sefere görüşürüz. Ya da siz buraya gelirsiniz belki en güzeli o olur :)<br />
<br />
Gezdim diye ayrı bir başlık açmak istemiyorum ama gezdim. Ankara tabi bunun en büyük parçası oldu ama onun dışında da bir iki bir yere uğradım diyelim ve raporumuzdaki bir başka başlığa geçelim.<br />
<b><br />
Geldim, gördüm, yedim</b><br />
<br />
Ankara'da olmanın en güzel yanı bu galiba. Çeşit çeşit olmayacak şey yedim. İyi de oldu ama kilo da aldım. Sadece tüketmedim ürettim de. Internetin de olmamasıyla oluşan can sıkıntısıyla birlikte reçel yaptım ki bence başlı başına ayrı bir yazı konusu o. Onu sonraya saklayayım.<br />
<br />
<b>Hastalandım (yine gene)</b><br />
<br />
Daha önce buraya hastalandım yazdığım için pek çok insanı endişelendirdiğimi fark ettim. Gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Ama bu sefer pek çoğunuzun önünde Ankara'da hastalandığım için sanırım merak etmezsiniz. Hayatımın ilk serumunu yemek dışında bir etkisi olmadı zaten, iki güne kendiliğinden geçti gitti.<br />
<br />
<b>Uğraştım</b><br />
<br />
Blog'la uğraştım. Bir ara ne olduysa oldu birden bütün blog ve web sitesi uçtu. Eski haline getirene kadar gerçekten çok uğraştım. Ama aslında eskisinden iyi oldu. Blog şu anda daha hızlı açılıyor. Web sitesinde de ufak tefek güncellemeler yaptım. Ama siz siz olun her şeyi yedekleyin. Aynı şeyi baştan yapmak çok can sıkıcı bir iş.<br />
<br />
Internet'le çok uğraştım. Doğru düzgün çalışan bir internet servisi niye bana denk gelmiyor bilmiyorum ama bununla uğraşmaktan bıktım gerçekten. Umarım en az bir yıl daha başka problem çıkmaz.<br />
<br />
<b>Kısa kısa son bir kaç not</b><br />
<br />
<ul><li>İzledim de izlemez olaydım. Yazın bence süper bir filmi yok. Başlangıç iyiydi ama muhteşem değildi bence.</li>
<li>Kazandım ama lotoyu değil. Geçen sefer Bada falan demiştim oradan bir telefon kazandım. Bu da böyle bir anım oldu.</li>
<li>Dört buçuk senedir kullandığım arabamı sattım. Eskimişti ama idare ediyordu, üzülmedim desem yalan olur. </li>
</ul><br />
Benim tarafımda olan biten bu. Umarım sizin oralarda da her şey yolundadır. Canınız sıkıldığında iki satır yazmayı ihmal etmeyin. Görüşmek üzere.Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-58861068455050294432010-08-22T11:08:00.001+03:002010-08-22T11:13:30.795+03:00Ankara'da Buluşalımİlgilenenler için kısa bir bilgi notu. Eylül başında Ankara'da olacağım. Eğer olur da o tarafta olursanız görüşebilirsek çok iyi olur.<br /><br />Pek çoğunuzu bir yıldan uzun zamandır görmedim. Hatta bazılarınızı çok çok senelerdir görmedim. Umarım bu sefer bir şekilde denk gelir de görüşürüz. Ne bileyim iftara gideriz, bayramlaşırız filan. Yaparız bir şeyler yani maksat beraberlik olsun.<br /><br />Görüşmek üzere,<br />AhmetUnknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-47936081034559986012010-07-21T07:33:00.013+03:002010-07-21T08:28:06.432+03:00İkinci Çeyrek RaporuArtık yeterince zaman geçti ve yeni bir yazı yazmanın zamanı geldi. Yeterince zaman geçtiğini burayı takip eden bir kaç kişiden aldığım "artık yeni bir şeyler ekle" taleplerinden anlıyorum. Özünde buranın amacı uzak kaldığım ama kopmadığım insanlarla iletişimimi sürdürmek. Bir çeşit toplu email tüm sevdiklerime aynı anda gönderdiğim. Umarım burayı okuyanlar da beni kendileri hakkında bilgilendirirler.<br /><br />Kısa kısa olan biteni geçeyim, herkesi ilgelendiği kısmı okusun. Neler yaptım:<br /><br /><span style="font-weight: bold;">İletiştim</span><br /><br />Bu uzak kalmak kavramının mesafe ile bir ilgisi olmadığını düşünmeye başladım. Tamamen vakit ile ilgili. Bir insana ne kadar çok vakit ayırırsan o kadar yakın oluyorsun bence. Ben de daha az vakitle daha ulaşılabilir olmaya çalıştım.<br /><br />Siteme eklediğim "Bana mesaj gönderin" özelliği gerçekten kullanışlı oldu. Nerede olursam olayım sizlerden SMS alabiliyorum. Önce kimse kullanmaz diye düşünmüştüm ama oldukça kullanılıyor. Bir yerden birisinin aklına geliyorum ve birden bir mesaj alıyorum, güzel bir şey.<br /><br />Skype ile daha ulaşılabilir oldum. Eğer bir şekilde Skype adresime sahipseniz beni her zaman arayabilirsiniz. Çevrim içi olmasam bile direk cep telefonuma ulaşacaksınız. Bu da, numaran ne, nasıl arayacağız biz seni vs gibi bir kaç problemi çözdü bence.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Sosyalleştim</span><br /><br />Yani tam olarak sosyalleşmedim de sosyal iletişim araçlarını biraz daha fazla kullanmaya başladım. Zaten alem olmuş on yüz bin tane sosyal iletişim aracı bana sadece onları kullanmak düştü.<br /><br />Bu konuda web sitemi de güncelledim. Belli başlı hesaplarımın listesini tek bir <a href="http://www.ahmetaltay.net/social.php">sayfada</a> topladım.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Gezdim<br /><br /></span>Bahar ve Yaz insanı gezmeye teşvik eden aylar. Ben de ne kadar sulak yer varsa dolandım. Kumsal da kazı yaptım, tavla oynadım, karpuz yedim vs. Burayı sanırım en iyi fotoğraflarla anlatabilirim:<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnS-it9k4ighSTGfsc4514K0KYS5EgPx_IXWYK7Rqm05rLbGA92nBf9F3Ip8rKkuPlS5w7QEVZ2nZkxno5xSonAi1iKpabpHyW-fEXvRS6zvebVuute_cqD7r14vxnoESv6_9EKw/s1600/Tahoe+day+two+%2818%29.JPG"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnS-it9k4ighSTGfsc4514K0KYS5EgPx_IXWYK7Rqm05rLbGA92nBf9F3Ip8rKkuPlS5w7QEVZ2nZkxno5xSonAi1iKpabpHyW-fEXvRS6zvebVuute_cqD7r14vxnoESv6_9EKw/s320/Tahoe+day+two+%2818%29.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5496215882746911170" border="0" /></a><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoF3OYbtS_ME2wdZpoaV4IYMo1FpNloWFa0xnH6vuge-aSJYKFeOmpyblVIa-kJajBxMRo8SPBJ_FyrVTKtlZ3pnk8tKh5PBJCMeIrO0Th0DOSVfhhJUDsqpkzFX5jco6QE9JgEw/s1600/Morro+Bay+%2810%29.JPG"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 300px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoF3OYbtS_ME2wdZpoaV4IYMo1FpNloWFa0xnH6vuge-aSJYKFeOmpyblVIa-kJajBxMRo8SPBJ_FyrVTKtlZ3pnk8tKh5PBJCMeIrO0Th0DOSVfhhJUDsqpkzFX5jco6QE9JgEw/s400/Morro+Bay+%2810%29.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5496214612829094370" border="0" /></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixHCuGq3eMELKR40Db44fAEpEWQDfAwEqJCTdkQsZmP498-U7tm8NHRG6R0Lc8KR0Qn0_oZgaRmmqXg2_4r0p6uGSzXFQPOnReuwCZDOVyssCSdMZum3wdPFSCBO0NHgzC8-AU_A/s1600/P7050031.JPG"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 300px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixHCuGq3eMELKR40Db44fAEpEWQDfAwEqJCTdkQsZmP498-U7tm8NHRG6R0Lc8KR0Qn0_oZgaRmmqXg2_4r0p6uGSzXFQPOnReuwCZDOVyssCSdMZum3wdPFSCBO0NHgzC8-AU_A/s400/P7050031.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5496215479292153090" border="0" /></a><span style="font-weight: bold;"><br />Okudum</span><br /><br />Kütüphaneden kitap alıp okumak, satın alıp okumaktan kesinlikle daha keyifli. Belki yazarlar için kötü bir şeydir bu ama ne yapayım benim için öyle. Niye derseniz:<br /><br />1. Bedava eğlence, güzel bir şey<br />2. Bedava. Eskiden bir kitabı beğenmesem bile sonunu getirmeye çalışırdım. Şimdi beğenmediğim yerde bırakıyorum. Hiç vicdan azabı, ben buna para verdim okumalıyım hissi yok. Zamanın daha değerli. Gidiyorum başka kitap alıyorum.<br />3. Kitaplar benim değil. İade etmem gerektiğini, üzerinde bir tarih olduğunu biliyorum. Daha seri okuyorum, daha çok okuyorum.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Öğrendim</span><br /><br />Burayı okuyanlar benim teknik yazılarımdan çok sıkılıyorlar biliyorum. Onun için çabuk geçiyorum burayı. Android ve Bada benim için son 6 ayın favori ikilisi oldular, bu kadar söylüyorum ve atlıyorum.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Hastalandım</span><br /><br />Evet yaz ortasında bir ara hastalandım. Bir ara da alerjilerim çok arttı. Özünde can sıkıcı olaylar. Sonuçta ufak tefek şeyler bir şekilde atlattım tabi ama tekrar tekrar söylemek isterim ki her şeyin başı sağlık.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">İzledim</span><br /><br />Pek çok film izledim son zamanlarda ve çoğunun adını bile hatırlamıyorum. Benim için yazın favorisi <a href="http://www.imdb.com/title/tt0435761/">Toy Story 3</a> oldu. Oldukça eğlenceliydi.<br /><br />Senfoni orkestrası eşliğinde havai fişek gösterisi izledim ki bambaşka bir şeydi. Olur da denk gelirse seneye de ordayım. Arkada Imperial March çalarken birden havai fişeklerin patlaması acaip bir duygu. Bir death star eksikti o da olmaz zaten umarım :)<br /><br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwvJShWZTnVodFWhWTke0I3Ci6miENRSsJNIkA_cVxib1FTljY77hVr0QlztTYvCalq1QaMSqjr_bg' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe><br /><br />Dünya kupasını izledim doğal olarak. Ama herkes izledi galiba çok yazmaya gerek yok.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Çalıştım</span><br /><br />Önce normal çalıştım. Sonra başka başka şehirlere gittim. Başka başka ülkelerden insanlarla çalıştım. Eğlenceli bir şey aslında, hem keyifli bir şey yapıp hem de üste para almak. Garip ama gerçek budur belki :p<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Değiştirdim</span><br /><br />Blog'un görünüşü daha ferah daha geniş olduğunu düşündüğüm bir tema ile değiştirdim. Umarım eskinisi aratmaz ve okuması gerçekten kolay olur.<br /><br />Başka da hiç bir şeyi değiştirmedim. Aynen kullanıyorum. Ne demişler eskisi olmayanın yenisi olmazmış :)<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Hatırladım</span><br /><br />Çoğu zaman unuttum aslında. Doğum günlerinizi unuttum, başka özel olayları unuttum, aramayı unuttum, email atmayı unuttum ama sizleri unutmadım. Her zaman hatırımdasanız. Hoşçakalın sevgiyle kalın. Olur da vaktiniz olursa bana bir mesaj atmayı da unutmayın.Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-25315922199359486542010-05-23T06:02:00.004+03:002010-05-23T06:08:50.067+03:00Teşekkürler - 27Doğum günümü hatırlayan, hatırlamayan, bir senedir hayatımda olan, beni destekleyen, beni seven, iyi dileklerini ileten, arkadaşlığını esirgemeyen herkese çok teşekkür ederim.<br /><br />5. geleneksel kendi kendime doğum günü mesajımda yine geleneği bozmayarak kendime iyi, mutlu, güzel, sağlıklı ve sevdiklerimle birlikte bir yıl dilerim.<br /><br />Saygı ve sevgilerimle,<br />AhmetUnknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-52840433134811837732010-02-22T06:46:00.007+02:002010-02-22T07:12:07.780+02:00YorumlarSon bir hafta içinde pek çok kişiden mesaj aldım. Burayı güncellemenin de en büyük zevki bu, ne zamandır konuşmadığım insanlardan tekrar bir haber almak. Murat gönderdiği mesajın sonuna Macbeth'in açılışından küçük bir parça eklemiş, hoşuma gitti onu da burada yayınlıyorum.<br /><br />Üçüncü kişi yine Murat'ın isteğiyle Onur. Neden bize üç cadılı kısmı seçmiş onu bilemiyorum, belki buna da başka bir yorumunda açıklık getirir.<br /><br />Hoşçakalın.<br /><br /><blockquote>When shall we three meet again<br />In thunder, lightning, or in rain?<br />When the hurlyburly's done,<br />When the battle's lost and won.<br /></blockquote><br /><br /><span style="font-style: italic;">Maalesef düzgün bir Türkçe tercümesini Internet'de bulamadım. En olabilecek şu var onu da kim çevirmiş bilmiyorum:</span><br /><br /><blockquote>(Üçümüz) Ne zaman buluşuruz bir daha<br />Gökgürültüsü, yıldırım veya yağmurda?<br />Bu velvele bittiğinde,<br />Savaş kaybedilip, kazanıldığında.<br /></blockquote>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-40944850570637495602010-02-21T09:30:00.004+02:002010-02-21T09:39:01.129+02:00Bana Mesaj Gönderin<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJ3fhU0Vjm05t6cN3JYRJ8Tit9H-2RAFXyuHO-9VomSc4NcRyDehOUeRkyXvceDT0gWXi8JllyQ9IrKHkHi3aaQ5CEcdg3wphBnLjDPz15Qt0f5p_hTO3sVDZIfLIcUryo7oGnqQ/s1600-h/pokome.png"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 322px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJ3fhU0Vjm05t6cN3JYRJ8Tit9H-2RAFXyuHO-9VomSc4NcRyDehOUeRkyXvceDT0gWXi8JllyQ9IrKHkHi3aaQ5CEcdg3wphBnLjDPz15Qt0f5p_hTO3sVDZIfLIcUryo7oGnqQ/s400/pokome.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5440597244858295890" border="0" /></a><br />Sağ tarafa, en üste yeni küçük bir kutucuk ekledim. Bana mesaj gönderebilmeniz için. :)<br /><br />Buraya kısa bir mesaj yazıp küçük ok tuşuna tıkladığınızda her nerede olursam olayım mesajınız bana ulaşacak. Yani hedef bu, olabilir de olmayabilir de. Blog'dan bana SMS gibi bir şey hem de kontör falan harcamadan.<br /><br />Hala nedir bu, biz anlamadık diyenler için özenle hazırladığım kullanma kılavuzunu da buraya iliştiriyorum.<br /><br />Hoşçakalın..Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-78621128742978495462010-02-21T02:22:00.002+02:002010-02-21T02:26:54.099+02:00Ankara - 2<span style="font-style:italic;">21 Şubat 2009'da yazıp sonra buraya koymayı unuttuğum yazının ikinci kısmı.</span><br /><br />* 2 *<br /><br />İçerisi o kadar da eğlenceli değil. Ne bir bilgisayar var doğru dürüst ne de bir wifi. Küçük de bir yer ama insanlar dağınık oturmuşlar yine de. Nasıl oyalayacağım kendimi belli değil. Dolanıyorum, rafların kitapların arasında. Oturacak uygun bir yer bulabilmek için. Tanıdık bir şeyler arıyorum belki de umutsuzca. Derken duvarda kocaman bir harita. Aslında bir Ege haritası bu. Ama okullarda görmeye alışık olduğumuz cinsten. Türkiye orada. Şairin dediği gibi aynen. Anadolu'dan Avrupa'ya bir kısrak başı gibi uzanmış. İşte burada, yine tam karşımda Ankara. Komik aslında bunu niye asmışlar ki buraya? <br /><br />İlişiyorum bir köşeye, yine başlıyorum izlemeye. Gelene geçene bakıyorum. Kütüphane sessiz ama tam karşımdaki abiye yetmemiş bu. Bir de kulaklarına tıkaç tıkamış. Koca koca kırmızı şeyler. Zannedersin kapıda tabela var "İçerideki ses düzeyi kalıcı duyma bozukluklarına yol açabilir" diye... <br /><br />Onun yanında bir adam, elinde bir kitap. Saçları uzun, kahverengi beyaz kırması. Elleriyle bir şeyler anlatıyor kendine sürekli. Ama nedir anlamıyorum. Sessiz okuma denen güzide tekniği tam anlayamamış vakti zamanında. İçinden bağıra bağıra okuyor kitabını. Kulağı tıkaçlı adama haksızlık mı ediyorum ne?<br /><br />Soluma doğru karşımda iki çocuk. Güya ders çalışıyorlar. Yalan! Oğlanın elinde bir cep telefonu kızın fotoğrafını çekmeye çalışıyor. Kız da elindeki kağıtlarlar suratını kapatıyor. Belli ki eğleniyorlar. Ama ellerinde kalın kipatlar. Suratını kapattığı kağıtlarını yarısı highlighterla yeşil yeşil işaretlenmiş. Niye sarı kullanmazlar da başka renk kullanırlar orasını da anlamam. Ben sadece sarı kullanıyorum. Bir de ara ara kırmızı. Sarı, kırmızı sevdiğim renkler, yeşil ne ola ki. Belli ki sabahın bu vakti ders çalışmaya gelmişler. Yatıp uyusaydınız daha iyiydi vallahi. Yine V.'nin dediği gibi ders çalışacağımıza yatıp uyuyalım kafamız çalışır daha iyi.<br /><br />Sabahın körü kavramının ne kadar da göreceli olduğunu fark ettim bir anda. Saatin kaç oldğunu söylesem mesela ne düşünürsünüz hakkımda. Saat on bir buçuk. O kadar da erken değil aslında. Ama benim için erken. Gece insanıyım ben galiba. Benim bünye akşam dörtten gece ikiye düzgün çalışıyor onun dışında da makine hep soğuk.<br /><br />Yazacak ilginç bir şey kalmadı artık, hem kitap okumak istiyorum biraz. Çocuklar da gittiler zaten. Oğlan kızın kafasına kalem fırlattı. Bu da kızın çok hoşuna gitti. Güle güle gittiler. Belki de beni dinlediler gidip uyuyacaklar. Telepatik güçlerim gitgide güçleniyor herhalde. İyi bir şey olsa gerek. Ya da insanlar gitgide garipleşiyor. Kötü bir şey olsa gerek. Ben bu iyi mi kötü mü sorununu fal bakarak çözmeye karar verdim. Normalde yazı tura atardım ama şimdi vaktim bol en iyisi fal bakayım...Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-6259533235512531842010-02-18T10:58:00.008+02:002010-02-21T22:37:38.735+02:00ahmetaltay.net güncellendiahmetaltay.net'i 2004 yılında açtım ve en son 14 Mart 2006'da güncellemişim. Internet zamanı ile düşünürseniz çok uzun zaman aslında. En basitinden youtube bile yoktu 2004'de artık oradan hesap edin.<br /><br />Son bir kaç gün içerisinde ahmetaltay.net'in görüntüsünde ciddi değişiklikler yaptım. Temel amacım bütün gerçek anlamda değişken içeriği buraya yani bloga taşımak sitenin geri kalanını da basit ve bana ulaşmak isteyenlerin kolayca kullanabileceği bir hale getirmekti. Uzun zamandır kendi içeriğimi kendi sitemde tutmak için direniyordum ama artık her şeyi blogger'a taşımaya karar verdim. Bunu da dikkatli düşünürseniz acaip bir karar aslında. Yazdığım her şeyi kendime ait bir yerde saklamak yerine Google'a teslim ediyorum. Gerçi büyük olasılık uzun vadede bu daha akılcı bir durum ama yine de saçma geliyor bana. Özünde Google'a da o kadar güvenmiyorum. Yarın servisi kapatmaya kalksalar kapılarına dayanacak halim yok sonuçta.<br /><br />Gidin bir bakın (<a href="http://www.ahmetaltay.net/">ahmetaltay.net</a>) bakalım. Hatta iyi gününüzdeyseniz benimle düşüncelerinizi bile paylaşabilirsiniz.<br /><br />Sitenin bütün eski içeriği arşiv menüsü altında erişilebilir durumda. Ama ben yine de zamanında site dahilinde yazdığım yazıları parça parça buraya taşımayı planlıyorum. En azından blog kendi için bir bütün olacak benim gözümde.<br /><br />Son olarak, ne kadar büyük değişiklik olduğunu göstermek için biraz da öncesi-sonrası resimleri hazırladım. Yüksek beğenilerize sunarım.<br /><br /><br />Giriş sayfası öncesi<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqApGd6r7TGhAaioKJAydbN4EonQhHHjbOEZqphDLWwcRPemskAF4d1NNtvRB-QjXkRpaI5yTGaTarRovdjCfj-SwB7iBN5xP8YIKDo58ZGTvp_uvgEXg_k34f5mGiybieY1mjIg/s1600-h/old800.png"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqApGd6r7TGhAaioKJAydbN4EonQhHHjbOEZqphDLWwcRPemskAF4d1NNtvRB-QjXkRpaI5yTGaTarRovdjCfj-SwB7iBN5xP8YIKDo58ZGTvp_uvgEXg_k34f5mGiybieY1mjIg/s400/old800.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439842843826051538" border="0" /></a><br />Giriş sayfası sonrası<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxa-qBFfSojKFckppU982e1jREK4cOMFU9msrKp8BZ7WFGGiifJWm4LksTHY1TtojWIYACjCj6gukkqEvt9nEAwm7ITvFD4ySDI6mYCceSz3mOyVxnhDdJnLSsZS-HMcNOqLSDUg/s1600-h/new800.png"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxa-qBFfSojKFckppU982e1jREK4cOMFU9msrKp8BZ7WFGGiifJWm4LksTHY1TtojWIYACjCj6gukkqEvt9nEAwm7ITvFD4ySDI6mYCceSz3mOyVxnhDdJnLSsZS-HMcNOqLSDUg/s400/new800.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439842849725510146" border="0" /></a><br /><br />Hakkında sayfası öncesi<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoyMEgPLwzV2plcPmDTwhK2h4TPI1_vbxklb3O4NWlh5RRcDe1c98S0x-MW1u4nqHQORFs5TkiPydebj6MaOtrvksLLSGxDFUny4O51WWIv7d-BXJ6co_Lnn9d-AWpyNS5BdvZaA/s1600-h/about_old_800.png"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoyMEgPLwzV2plcPmDTwhK2h4TPI1_vbxklb3O4NWlh5RRcDe1c98S0x-MW1u4nqHQORFs5TkiPydebj6MaOtrvksLLSGxDFUny4O51WWIv7d-BXJ6co_Lnn9d-AWpyNS5BdvZaA/s400/about_old_800.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439842869531021570" border="0" /></a><br />Hakkında sayfası sonrası<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDd9dv4-B8MWgffbDUhvkc3N5HIT35DA9qPw7QoXyzMVvpJ1mtaD4mkfinCx-taxLl0or_dNsgPc1WbzPHtsJA6vsIdx54ZxPs1zVplbBLOIHNdHeJmnr8uMtA_bJRJjNpMzET2Q/s1600-h/about_new_800.png"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDd9dv4-B8MWgffbDUhvkc3N5HIT35DA9qPw7QoXyzMVvpJ1mtaD4mkfinCx-taxLl0or_dNsgPc1WbzPHtsJA6vsIdx54ZxPs1zVplbBLOIHNdHeJmnr8uMtA_bJRJjNpMzET2Q/s400/about_new_800.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439842874782120418" border="0" /></a>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-16329606846908097382010-02-17T07:25:00.004+02:002010-02-17T07:31:08.117+02:00Ankara - 1<span style="font-style:italic;">21 Şubat 2009'da yazıp sonra buraya koymayı unuttuğum yazının ilk kısmı. Nedense 20 dk aralıkla iki kısım halinde yazmışım. Orjinalini bozmadan öyle iki parça halinde yayınlıyorum ben de. Bir yıl sonra okuyunca, ne anlatmaya çalışmışım ben de pek anlayamadım öyle. Ama bir senede ne kadar çok şey olmuş onu hatırlattı bana.</span><br /><br />* 1 * <br /><br />Kütüphanenin önünde bekliyorum, hafta sonu uzak bir yerde. Açılmasına on on beş dakika bir şey var, dışarıda bir kalabalık. En son böyle yine hafta sonu, sabahın bir körü bir şeyin açılmasını beklediğimden bu yana seneler geçmiş. Bir internet kafenin önündeydik, sınıfça. Oyun oynamak için gitmiştik, o zaman bile aptalca gelmişti. O halde şimdi niye bekliyorum, bu da aptalca değil mi?<br /><br />Yakında küçük bir göl var, onun etrafında yürüyüşe çıkabilirim. Ya da ne bileyim gidip bir yerde bir şeyler içebilirim. Ama yapmıyorum. İnsanlara bakmak daha eğlenceli çünkü. Hepsi türlü türlü. Sanki ben bakayım diye toplanmışlar buraya. Akvaryuma bakar gibi hissediyorum bir an kendimi ve utanıyorum yaptığımdan. Çünkü onlar balık değil insan. Ben de halka değil filim zaten. Aklıma Panora geliyor birden. Deniz akvaryumu ve V.'nin tabiriyle Nemo'suyla. Hatıralar ve Ankara ilginç şeyler. Her şey başka bir şeyi çağrıştırıyor. O başka bir şey ise hemen hemen her zaman Ankara. Kendisi olmasa bile onunla ilintili bir şey, orada olmuş, orada devam eden bir şey. Ara ara anlam kayıyor benim için. Yalnızlık hatıralar oluyor, hatıralar ise Ankara.<br /><br />Balıklarıma geri dönüyorum. En az altmış yılı kapsayan bir yaş aralığı var burada. Solumda köstekli saatli amca. Kasketi, gömleği ve kahverengi Sümerbank kumaşı pantolonuyla yanımda. Haki ceketini unutuyordum az daha. Zaman tüneli gibi bir şey bu. Onun da ötesinde hatta. Zaman ve mekan tüneli, paralel evrenlerin buluşması bir de akı kapasitörü. Merdivenlerde iki genç oturuyor. Kız çok gürültücü. Nokta yerine shit kullanıyor. Telgraflardaki stop gibi bir şey olsa gerek onun için. Çok da ilgi çekici değiller benim için. Akvaryumlardaki renksiz balıklara benzetiyorum onları. Belli ki benim için gelmemişler. Varlıkları bir anda anlamlarını yitiriyor.<br /><br />Tam karşımda orta yaşlı bir balık bu sefer. Takım elbiseyle gelmiş elinde bir takım evraklar. Ceketinın dirseklerinde yama var. Söküklerini bu mesafeden görebiliyorum. Saç baş dağınık ama gözler ışıl ışıl. Kendiyle gurur duyan bir hali var, acaba neden?<br /><br />Kapı açılıyor bu arada. Bir anda bir haralagürele. Balıklar insan oluyorlar tekrar. Bir itiş kakış. Bende iterim ne var. Ben alışığım bu tarz işlere. Bizde de Metro var Ankararay var. Bek yine geldin aklıma. Ne güzel şehirdin sen Ankara..Unknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-81318955869883147142010-02-16T08:23:00.009+02:002010-02-17T07:24:12.905+02:00Yeni HayatYanlış anlaşılmasın, benim için değil bu sayfalar için yeni bir hayat.<br /><br />Teknik sorunlardan dolayı blogumu taşımak zorunda kaldım. Merak edenler için blogger'ın ilgili <a href="http://buzz.blogger.com/2010/01/important-note-to-ftp-users.html">duyurusu</a>. Özünde bu olay büyük bir şirketin uzun zaman önce başlattığı bir servisi tedavülden kaldırıp kullanıcılarını mağdur etmesi durumu. Daha önce Geocities'in aynı şeyi bana iki kere yapmışlığı var. Oradan biraz aşinalığım var aslında.<br /><br />Her musibetde bir hayır vardır diyerek ben de blogu yeni yerine taşıdım. Mümkün olduğunca eski halini korumaya özen göstererek yaptım bu işi. Eğer her şeyi doğru yapabildiysem sizin hiçbir değişiklik yapmanıza yada yeni bir adresi öğrenmenize gerek yok.<br /><br />Kısaca değişiklikler:<br /><ul><li>Blog'un yeni adresi <a href="http://blog.ahmetaltay.net/">blog.ahmetaltay.net</a> ama eski adresi <a href="http://www.ahmetaltay.net/blog">www.ahmetaltay.net/blog</a> hala geçerli.<br /></li><li>Uzun zaman önce aldığım fakat kullanmadığım bir domaini de artık kullanıyorum: <a href="http://www.ahmetaltay.info/">www.ahmetaltay.info.</a> Bu adres ile .net adresi birebir aynı içeriğe sahip.<br /></li><li>Sayfalar artık blogger tarafından sunuluyor. Bu ne demek? A. Google sizin zaten takip ediyordu artık daha fazla takip edebilecek. B. Olur da blogger'a Türkiye'den erişim engellenirse maalesef bu blog da engellenmiş olacak. C. Yukarıdakilerin hepsi.</li><li>Teknik yeteneksizliğimden dolayı blog'a önceden bir şekilde post etmiş olduğum resimler yeni blog'a taşınmadılar. Şimdiye kadar çok fazla resim koyduğumu hatırlamıyorum. Ama yine de böyle eksik bir resim görürseniz ve illa erişmek isterseniz eski blogun son haline arşiv adresinden <a href="http://www.ahmetaltay.net/archive/blog">www.ahmetaltay.net/archive/blog</a> ulaşabilirsiniz.</li><li>Genel olarak blog, lüzumsuz olduğunu düşündüğüm eklentilerden temizlendi. Böylece daha ilginç şeylere de yer açılmış oldu. Özellikle sağ taraftaki son yorumlar ve özetleri kısmı hoş bir eklenti oldu.<br /></li></ul>Bu işleri yaparken bilgisayarımda bir sene kadar önce yazmış olduğum iki parça halinde bir yazı buldum. Unutmuşum onu post etmeyi, onu da en kısa zamanda buraya koyacağım. Yeni bloga geçişin şerefine.<br /><br />Yeni blogda fark etmediğim aksaklıklar olabilir. Olur da böyle bir şey dikkatinizi çekerse bana haber verebilirseniz sevinirim.<br /><br />Son olarak, senelerdir kendisinden bedava hizmet aldığım ve her türlü teknik sorunumda bana dünyanın öte başından yardım eden Onur'a buradan teşekkür etmek istiyorum.<br /><br />Sağlıcakla kalın..Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-77889577314601832602009-05-22T00:39:00.000+03:002009-05-22T00:40:03.571+03:00- 26 -Yeni yaşımı yanımda, yakınımda, gıyabımda, bizzat gelerek, telefon ederek, email atarak, telepati yoluyla kutlayan olmadı hatırlayan, unutsa bile her daim arkadaşım, dostum, akrabam olan insanlara, sevdiklerime çok teşekkürler ederim. Hepinizi çok seviyorum ve kucaklıyorum.<br /><br />Baharın en güzel ayında, yeni bir yıla yeni umutlarla başlıyorum. Umarım bu yıl içinde hepinizle daha sık görüşme fırsatı bulur, daha az kavga eder, daha çok şeyi paylaşırız. Son olarak, normal bir megaloman olarak kendime mutlu ve sağlıklı bir yıl hatta nice yıllar diyorum.<br /><br />Her nerede olursanız olun hepiniz kalbimdesin. <br /><br />Sevgilerimle,<br />AhmetUnknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-16650707.post-59037661969805204532008-08-11T08:47:00.005+03:002008-08-11T09:22:42.865+03:00Bir Delinin Alışveriş Güncesi<div align="justify">Bu aralar meşgulum hatta çok meşgulum o kadar meşgulum ki Pazar sabahı 8:25'de kalkıyorum. Ne yapıyorum, alışveriş yapıyorum. Kime kime? Sana bana. Pazar sabahı erken kalkmam kıyamat alameti sayılmazsa bile alışveriş yapmam sayılabilir.<br /><br />Ben bir aksilik olmazsa alışveriş falan yapmam. Tehdit ve zorlama altında değilsem tabii ama onlar da bir çeşit aksilik olarak düşünülebilir. Hem yoruluyorum hem de kararsız bir insanım zorlanıyorum. Sık sık alışveriş yapmadığımdan yada hiç hiç alışveriş yaptığımdan dolayı bende bir fiyat nosyonu da oluşmamış oluyor. İnsanlar alışveriş yaparkan ürünlerin fiyatlarını kıyaslarlar. Normal bir insan A marka gömlek ile B marka gömleği fiyatını karşılaştırır. Bu benim için mümkün değil. Çünkü A marka gömleğin fiyat etiketi büyük olasılık son bir sene içinde gördüğüm ilk etiket. Bu şartlar altında ben gömleği bildiğim şeylerle kıyaslıyorum. Örneğin fiyatını çat diye düşünmeden bildiğim şeyler arasında bilimum elektronik eşya, balon ve nazar boncuğu var. Bu listeyi daha pek çok lüzümsuz şey ile genişletebilirim. Sonuç olarak ben karar verme aşamasında bir kilo gömlek mi daha ağır yoksa bir kilo balon mu gibi sorular soruyorum kendi kendime bu da satıcıların garibine gidiyor.<br /><br />Ben denemeyi de sevmem. Bildiğim şeyleri severim ben. Örneğin öğlen yemeğinde yeni bir şey denemek istemem. Yemek yemek sevdiğim bir şey ve sadece bir hakkım varsa niye yeni bir şey deneyeyim ki? Bu soruya bir cevabım olmadığından bildiğim şeyleri yer mutlu olurum. Bana birisi bir hediye falan aldığında da uzun bir süre kullanmam onu, öyle beklerim. Yeni şeyleri açmayı sevmem. Parçayı yemem, bütünü bölmem. Doğal olarak henüz benim olmayan bir şeyi almadan önce denemem. Denemediğim için üzerime olup olmayacağını bilemem. Üzerime olup olmayacağını bilmedğim bir şeyi de almam. Bana tamamen mantıklı gelen bu zinciri de anlayabilen bir satış elemanı olduğunu zannetmiyorum.<br /><br />Alışveriş ile ilgili bir başka problem ise yorucu olması. Yürüyüp duruyorsun... Aç, susuz öyle dolan dur. O kadar sıkıcı ve yorucu bir işki insan yoruluyor, çok yoruluyor. Mesela ben o kadar yoruldum ki akşam üzeri geldim 4 saat uyudum. Buna normal insanlar sızıp kalmak diyorlar. Kendimi azıcık biliyorsam çok yorulmuş olmam lazım. Yoksa ben akşamları uyumayı da sevmem. Onun yerine bilgisayar ekranına bakarım böyle boş boş bakarım bir de arada bir böyle yazılar yazarım.<br /><br />Hoşçakalın.. <br /><br />PS: Tehlikenin farkında olmayanlar için :) <a href="http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/9626053.asp?gid=229&sz=7068" target="_blank">NYT’ten Türkiye'ye kredi kartı uyarısı (Hürriyet)</a><br /></div>Unknownnoreply@blogger.com1