Pazartesi, Ekim 31, 2005

'24'

24 diye bir dizi vardı. Ondan bahsetmeyeceğim, ama onun gibi bir şey hayatımın son bir kaç saatinden bahsedeceğim.

Öncesi

  • Cts. 11:30 : Geç kalkma çalışmalarım sonuç verdi, yeni uyandım. Bu gece uzun olacak şimdiden belli.
  • Cts 16:00 : (Subway'de) Gece yemek üzere alınan 3 adet sandviç, bu gece gerçekten zor olacak.
  • Cts. 17:10 : 24 Saatlik take-home sınavı aldığım ve bisiklete atlayıp eve doğru yol almaya başladığım aynı an

'24'

  • (Yaklaşık 17.30 civarı) Bilgisayarım açık, ama tüm dünya ile iletişimim kapalı. MSN'dir şudur budur hiçbiri yok
Saat 21:30 gibi bize insani yardımda bulunarak poğaça, börek desteğinde bulunan arkadaşlara da ayrıca teşekkür etmek istiyorum tabi.
  • 23:30'a doğru, bu sınav yetişmez!
Bu arayı özet geçmek gerekirse, sorulara bakıp bekıp "o ne lan?", "yok artık!" tepkiler vermek. İlham geldiği imucizevi anlar. (Örnek veriyorum iyi izleyin :) )
Tamamen kendi kendine bir diyalog yada monolog

-A'nın transpose'unu alsam, altına D'nin column'larının birazını transpose'larını böyle row row eklesek sonra bir de... Evet olm, işte böyle olcak bu soru
-Hakkaten doğru, attın tuttu di mi?
-Yok ya, düşündüm ben gerçekten inan bana.
-Ne inanacam sana ben ya, ben senin aklının içini okurum :)

  • Saat 1 gibi, ya da öyle bir şey. Acıktım ben biraz sandviç takılayım. Hem bir şeyler yersem aklım daha iyi çalışırım. Bu gece içtiğim bu kaçıncı diyet kola acaba?
  • Saat 2'de Windows'tan bana moral destek geldi. Teşekkürler Windows. Sevgili işletim sistemim sırf moralim daha fazla bozulmasın diye saat 2 iken, saati tekrar 1 yaptı. Yaz saati bitti vs. diyebilirsiniz siz ama bence Windows bana kıyak geçti.

Saat 4'e gelirken (eski saatle mi yeni saatle mi hatırlamıyorum, hatırlyabileceğimi de sanmıyorum) günün kritik kararını veriyorum.
Ya şimdi yatar uyurum ve 8 de kalkar devam ederim. Eğer biraz daha yatmazsam güneş doğacak böyle zombi gibi gezicez ortalıkta sonra. Ama ama, vakit yok. O halde aynen devam...
Saat kaç artık hatırlamıyorum. Soruları yazmaya başladım. Arka planda Gönül Yarası film müzikleri çalıyor. MATLAB'da bir gece de kaç satır kod yazabilir, ne kadar acaip iş çevirebilir hatta recursion falan yapabilirim biliyorum.

(... şimdi MT'yi teslime gidiyorum, gelince geldiğim yerden aynen devam edeceğim. Gerçi sizin bu kesintiyi anlamanız mümkün değil ama, haber vereyim dedim. Okuyucumu kandıramam ben! :) )


  • Saat kaç tam olarak bilmiyorum, yeni mi eski mi yada? Burayı "Bir Delinin Hatıra Defteri" ne çevirdiğiminden farkındayım. (Yok deli olan ben değilim, zaten sen anladın ne demek istediğimi değil mi? Aramaya inanmış bir insan olarak sen arar bulursun artık bunun ne olduğunu bilmiyorsan bile.)
  • Şafak sökmeye başladı artık, birazdan güneş doğar. Bu anı daha önce de yaşamıştım, ama bu coğrafyada ilk kez oluyor. Uyumuş uyanmış gibi hissediyorum ama bunun ne kadar sahte olduğunu bilecek kadar deneyimliyim bu konuda.
Saat 8:30 gibi her şey bitiyor artık. Print edilecek şeyleri kendime e-mail atıyorum. Artık biraz uyuyabilirim.

(Eğer 1 saat daha ayakta dursaydım 22 saat olan çalışmak suretiyle uyumama rekorumu egale etmiş olacaktım. Kısmet değilmiş artık. Eskiden daha mı enerjiktim ne?)

  • Saat 10'a doğru uyanıyorum eski saatle. Yaşadığım zaman dilimi o kadar bütün ki , saatleri değiştirip bütünlüğü bozmak istemiyorum. Her şey bitsin öyle geri alıcam.
Evden çıkıyorum, yine bisiklet-lab-bisiklet-ev dörtgeni ama bu sefer elimde print-out'lar var. Herşeyi birleştiriyorum, şunu yapıyorum ve inanamadığım acı son ile karşı karşıyayım.

Herşey bitti. Nasıl yani? Daha 6 saatim var teslim etmeye. Biraz uyusam mı acaba? Şimdi uyursam 12 saat'den önce kalkabileceğim şüpheli. Biraz daha oyalanıyorum, gazete vs. okuyorum, ve ters düşüp uyuyorum

Saar 4 gibi kalktığımda her şey daha güzel. Bu yazıyı yazmaya başlıyorum. Ortasına doğru MT'i teslim etmeye bölüme yollanıyorum.
Bugün 3.defa Bytes Cafe'deyim. Bilin bakalım, hangi bölümün ortasına bu isimde bir yer açılıabilir?
Burdan hakkını vermek lazım, hoca ve asistanlar acıyan gözlerle biz zavallılara yardımcı oluyor, şefkat gösteriyolar. Üstelik tavırlarında hiçbir sahtelik sezemiyorum. Toplamı 27 sayfa olan sınavımı zımba zımbalamamkata direnirken, hoca gelir büyük bir yardımseverlik duygusu ile benim yerime hallediyor. Sonra bize kek vs. ikram ediyor ve gidin biraz uyuyun artık tavsiyeleri ile bizi yolluyor.

Sonrası

Sonrası büyük bir boşluk. Saat henüz 16:30 (evet, saatimi ayarladım artık!), ve önümde hala kocaman bir haftasonu var. Bazen ne kadar iyimser olabiliyorum kendime hayret ediyorum doğrusu.

Gecenin muhasebesini yapıyorum son yaklaşık 30 saatte 3.5 saat kadar uyudum, 2-3 kupa hazır kahve, bir o kadar çay, sınırsız diet kola tükettim. Poğaça, sandviç ve diğer abur cuburun hesabını tutabileceğimi ise hiç sanmıyorum.

Şimdi uyusam ne zaman uyanırım diye düşünüyorum, ve cevabını öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Hepinize iyi geceler!

Not:Bu yazıyı tekrar okuyacak kadar enerjiye şu an sahip değilim, bir zahmet hatalarıyla sevin onu. Bir gün o güce sahip olursam eğer, tekrar okur yazım ve dilbilgisi hatalarını düzeltirim, herhalde galiba sanırsam.

Hiç yorum yok: