Cuma, Eylül 30, 2005

Yıllar sonra, yeniden...

Onu düzenli olarak en son ne zaman kulladığımı hatırlayamıyorum. Sanırım ilkokulun son senesiydi. Ondan sonra da ara sıra öylesine binmiştim ama onlar sayılmaz.

Yaklaşık 10 yıl aradan sonra yeniden bisikletim var. Eskisinin aksine öylesine binmiyorum gerçi ama olsun. Arkadaşlarla 5-10 kişilik gruplar halinde, bütün bir yaz tatilini bisiklet üstünde geçirdiğimiz zamanlardan çok uzağım artık.

Unutmuyorum, BMX marka bisikletim vardı, daha sonra onu 21 vitesli bir Castello ile değiştirmiştim. Güzel günlerdi. Hele ikinci bisikletime hayrandım.

Sanırım nereye doğru gittiğimi anladıınız, evet bisiklet kullanmaya yeniden başladım. Diamondback mark Shimono 21 vitesi ve yine aynı marka frenleri olan dağ bisikletim var artık. Tabii ki "made in China" ...

Eski günlerdeki zevki verdiği söylenemez (amaçsızca ortalıkta dört dönmüyorum, tam anlamıyla ulaşım için kullanıyorum. ) ama yine de iyi. Eskiden farklı olarak bir kaç da güvenlik önlemi ile kullanıyorum artık, e aklımız başımıza geldi tabii... Kask takıyorum... Aslında her zaman takmıyorum ama takmaya özen gösteriyorum.

Kask - Biliyorum komik. Evet takıyorum. :)

İşin en tatsız yanı ise kilitler. Benim çocukluğumun geçtiği yıllarda ve yerde bisiklet hırsızlığı diye çok gelişmiş bir kavram yoktu. Toplam 5 dk.'lık bisiklet yolculuğu için bir o kadar da sök tak işi gerçekten rahatsız edici oluyor. (Bu işi biraz abarttığımı düşünenler olabilir, ama öyle değil. Bu adamlar olayı çok abartmışlar.)

Bisikletin olmazsa olmazına geliyoruz. Aslında böyle bir şey çoğu bisiklet kullanıcısı için saçma olabilir ama bisikletle bir yere giderken yanlarında bir şeyler taşımaya çalışan herkes bilir. Neymiş peki? Tabii ki sırt çantası... Şimdi bu sırt çantası dediğin süper bir şey. Birincisi içini istediğin kadar doldur giderken dengeni bozmaz. İkincisi bisikletinin orasına burasına sepet takıp bisikletini kız bisikleti (!) yapmana gerek kalmaz. Daha güzeli, kafan bozuldu alışverişe gidersin doldur sırt çantana getir vs. vs.

Meşhur Çanta

Sırt çantası demişken değinmeden geçemeyeceğim bir nokta daha var. (Nedir o? dediğinizi duyar gibiyim :) ) Tam olarak hatırlayamıyorum ama 1994 sonu yada 95 başında aldığım (beni tanıyan herkesin bir şekilde görmüş olduğu), kendisi ile yaklaşık 10 sene geçirip bir kaç okul bitirdiğim, kamplara gittiğim ve daha pek çok şey yaptığım çantam. (Burdan herkese tavsiye ediyorum Adidas Training alın hem senelerce dayanır hem de çok eşya alır. Gerçi artık böyle bir model varmı emin değilim ama olsun işte tavsiyemi vereyim ben.) Bu çanta spor çantası olarak yapıldığı için, dışarıdan ağzı ipli torba gibi görülebilir. İçine koyduğunuz her türlü defter kitap vs. yamulur, uçları kıvrılır ama olsun güzeldir işte.

Neyse bu ben ve eşyalar konulu yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum. Biraz daha uzatırsam eşyalar ile aramda kurduğum bağa falan giricem, içinde çıkılmaz bir noktaya doğru sürükleneceğiz hep birlikte.

Esen kalın, :) .

Alakasız Not 1: Biz sana e-mail atarız şunu yaparız bunu yaparız diyip de, arayıp sormayan tüm arkadaşlarımı kınıyorum. Beni unutmayanlara tek tek teşekkür ediyorum.

Alakasız Not 2: Yazıları yazdığım yer itibari ile yazım kontrolü yapamıyorum. Çoğunlukla tekrar okumaya da üşeniyorum. Bazen yazım hatalarından dolayı anlaşılmaz yazılar ortaya çıkabiliyor. Bu gibi durumlarda beni uyarırsanız yazıları düzeltebilirim. Teşekkürler.

Hiç yorum yok: