Cumartesi, Mayıs 31, 2008

Kitap, Blog ve Kindle

Yayıncılık işinin benim gözümde yeni iyi, kötü ve çirkin sıralaması üzerine ürpertici bir yazı... Okuduktan sonra hayatım değişti, mideme kramplar girdi.

-- New York Times.


Kindle'ın ne olduğunu bilmeyenler için kısaca açıklayayım. Kindle Amazon'un çıkarttığı yeni dijital kitap. Kendisiyle bir müddet oynama fırsatım oldum ve oldukça kullanışlı bir alet olduğuna kanaat getirdim. Ekranı "electronic paper" (elektronik kağıt) dan yapılmış. Bu kağıt ve mürekkebin elektronik muadili gibi bir şey... Yazılar, aynı kağıtta olduğu gibi ortamdaki ışık sayesinde görünür oluyor.. Yani ekrandan gelen bir ışık, radyasyon, yakından bakma gözlerini bozar durumu yok. Tabi böyle bir deneyimi tarif etmek çok kolay değil ama şunu söyleyebilirim okunabilirlik açısından normal kitapdan hemen hemen bir farkı yok.

Bunun yanında başka yararlı özellikleri de var. Örneğin Kindle'ınızdan direk kitap satın alabiliyorsunuz. Hem basılı şekillerine göre daha ucuz hem de anında alete geliyor ve hemen okumaya başlayabiliyorsunuz. Ayrıca istediğiniz gazetelere ve büyük bloglarada üye olabiliyorsunuz. Her sabah, güncel bir versiyonu siz hiç bir şey yapmadan - para ödemek hariç - size ulaştırılıyor. Çok güzel değil mi? Gerçi düşününce parayı kredi kartınızdan alıyolar, kitabı havadan yolluyolar, en son okudum dediğiniz şey ise elektronların belli bir konfigürasyonda gözünüzün önünde sıralanması. Hayat çok mu sanal ne?

Dahası da var. Kindle çok ilkel olmakla birlikte wikipedia ve sevdiğiniz blogları okumanıza yetecek derecede bir internet tarayıcısına da sahip. Bak o bedava hem de! O da yetmedi diyorsanız, kitaplarınızın üzerinize dijital notlar almanıza imkan veriyor, olmadı kitabın içinde arama da yapabilirsiniz, index'e de gerek yok artık. Ayrıca, Neşeli Günler'deki Ziya'nın dediği gibi dünyanın bütün meşhurları bununla traş oluyor.

Neden çirkin peki? Çünkü çirkin. Gördüğüm en kullanışsız, kaba endüstriyel tasarımlardan biri. Ama ilk nesil ipod'ları düşününce yakında bunun bir problem olmayacağı da aşikar.

Kitap bitecek mi peki? Internet çıkınca gazeteler bittiyse, bununla birlikte gerçek kitaplar da niye bitmesin? İşte bu sorunun cevabını vermek o kadar kolay değil. İnsanlar kitaplar ile aralarında duygusal bir bağ kuruyorlar. Örneğin tamamen aynı işleve sahip olsa bile bir robot anne sahibi olmak istemem ama postacımın robot olması beni hiç rahatsız etmem. Hem Dost kitabevinin önünde arkadaşlarınızla buluşabilir, zaman kavramı olmayan arkadaşlarınız beklerken 3-5 sayfa bir şeyler okuyup belki de ilginiz çeken bir kitabı satın alırsınız. Peki Amazon kitabevinin adresini bilen var mı? Gazeteler için ise durum farklı. Gazetelerin doğaları itibari ile günlük olmaları, kullan at yapıları bence bu duygusal bağın oluşmasına en büyük engel. Ayrıca Türkiye'deki gazetelerin son on yıl içinde çok da parlak bir görüntü içinde olduklarını kimse söyleyemez. (Alakasız soru olarak, hangi gazeteyi okuyorsunuz? Ben şaka maka hiç birini okumuyorum artık)

Peki bloglar bu resmin neresinde? Blogların benim gözümde tek ilgi çekici noktası yayıncılık işine girmek için gereken çıtanın ne kadar düştüğünü göstermiş olmaları. Bugün her hangi büyük bir gazete ne kadar ulaşılabilirse, bu blog da o kadar erişilebilir. Bu kesinlikle abartı değil. Bu blog kesinlikle herhangi bir gazeteye rakip olmaz, olamaz ama şunu gösterir ki gerçekten kaliteli iş yapan birisi arkasında medya devleri olmadan da sesini duyurabilir ve para kazanabilir.

Sideways travmalarına son!

Şimdi aynı şey kitap sektöründe olmak üzere. Amazon herhangi birinin yazdığı kitabı Kindle üzerinden dağıtmaya imkan veriyor. Yazara da kitabın gelirinin %35 i kalıyor. Bildiğim bir piyasa olmamakla birlikte bu ilk kitabını yazan pek çok kişi için iyi bir oran olsa gerek. Artık kitap yazıp, dağıtmak için insanların bir yayıncı peşinden koşmasına gerek yok. Filmi izleyenler hatırlayacaktır, ana karakter kitabı yayınevi tarafından red edildiği için bunalıma giriyordu. Hiç gereği yok. Gir Kindle'ın platformuna, istediğin fiyatı biç. İyiyse satılsın, kötüyse az satılsın. Ama bir yayıncının lafıyla hayatın kararmasın.

Rast geldiğim küçük blogların %99.9'un hafif tabirle lüzümsuz olduğunu düşünürsek bu "amatör" kitap işinde de ciddi bir çöplük olacaktır. Ama kime ne? Kötüler, şu an okumakta olduğunuz blog gibi, kenarda köşe de kalır iyiler öne çıkar. Serbest piyasanın bu güzelliği karşısında hayretlere düşüyor saygıyla eğiliyorum.

Hoşçakalın..

PS: Bu yazıyı yazmamda bu aralar haftada bir elime bir kitap tutuşturan E.'in etkisi oldu, kendisine teşekkür ediyorum.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Baştan şunu söyleyim.Ben sizlere göre hayli yaşlı bir okuyuncuyum.Şu teknolojik kitap işinin japonlar tarafından yapılmaya çalışıldığını okumuştum.Demek ki artık normal kitap boyutunda,aslında kitabın bilgisayar ortamına girmiş hali olarak karşımıza çıkmış.Bilgisayar ve internet hayatımızı son derece kolaylaştırdı.
Fakat ben gazete ve kitap okuma işinde duygusal bağı olanlardanım.Ben gazeteyi okurken şöyle çevirirken bir hışırtı sesi duymalıyım.Yeni alınmış kitabın kağıt kokusunu duymalıyım.Kitabımı gazetemi her yerde yanımda gezdirip okuyabilmeliyim.Örneğin belediye otobüsünde,metroda,bahçemde.Birde ben gazete ve kitap okumayı uzanarak okumayı çok severim.Gece uyumadan önce yatağımda okuduğum kitap bana uyku ilacı gibi gelir.Daha rahat uykuya dalarım.
Ben iyi bir gazete okuyucusuyum.Senin dediğin gibi internetten sonra gazete satışları bayağı düştü.Gençler zaten okumayı çok sevmiyorlar.Okuyanda bilgisayardan şöyle bir bakıp geçiyor galiba.Ama ben hala gazete okuyorum.Artık her gün aynı gazeteyi almıyorum.Farklı gazeteler okuyorum.İnternette okumayı denedim.Hoşuma gitmedi.
Senin söylediğin abone gazeteyi galiba hürriyet yapıyor.Eğer ücretli olursa bizim ülkemizde kitap ve gazete okuma oranı zaten düşük,okuyucu sayıları düşer diye düşünüyorum.
Belki gençlerin çoğu bana kızacaklar ama ben kitabımı ve gazetemi dokunarak okumak, su dokumu,bulmacalarımı kalemle çözmek istiyorum.Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

Kindle eğer gerçekten sürekli bilgisayar başında çalışanların yorulan, rahatsız olan gözleri için bir umut olacaksa çok faydalı olacak ve hızla popüler olacaktır diye düşünüyorum.

Keşke benzer teknolojiler ofis ortamlarında da kullanım olanağı bulsa.