Çarşamba, Ocak 30, 2008

Ir77's Labs - 4

En son yeniliklerin üzerinden bir hafta bile geçmeden yeni özellikler ile karşınızdayım. Eğlenmeye başladım galiba yoksa uğraşılacak iş değil. Yorum yapan okuyucu da bulmayı becerirsem tam süper olacak!

Güncellemeler:

  1. Email ile Üye Olma : Artık bu bloga email adresiniz ile üye olabilirsiniz. Yandaki formu doldurmanız bu iş için yeterli. Üye olursanız tüm yeni yazılar direk emailinize gelecek. Bu siteye sadece yorum yapmak için uğramanız gerekecek :p (hüsnükuruntu oldu di mi şimdi bu?)
  2. Yazıları Email ile Gönderebilme : Her yazının altında küçük bir zarf işareti var. Onu kullanarak beğendiğiniz yazıları arkadaşlarınıza gönderebilirsiniz. Ya da beğenmediğiniz yazıları gönderebilirsiniz. Ama bunun kime nasıl bir faydası olur bilemiyorum.
  3. Son Yorumlar : Yazılara yapılan son yorumları sağda bir liste halinde görebilirsiniz. Ama burada küçük bir sorun var. Sadece ana sayfada olan yazılara yapılan son yorumlar gösteriliyor. Yani eğer birisi gidip eski bir yazıya yorum yaparsa maalesef onu burada göremiyorsunuz. Bu liste ile size sayfamda aktif olmak için bir şans veriyorum :p. (Bu listede aktif olan Margaret Hala'ya piyangodan büyük ikramiye çıktı. Listeyle ilgilenmeyen Joe Amca ise sürekli beşde kalıyor...)
  4. SmartFeed : Yeniden düzenlenen RSS/Üyelik kısmına bir de SmartFeed linki ekledim. RSS okuyunuz ne olursa olsun bu bağlantıyı kullanarak üye olabilirsiniz.
  5. Ayrıca bir kaç ufak düzenleme yaptım. Fark edebileceğiniz sanmıyorum ama merak edenler için SnapShot önizlemelerini gereksiz olan bazı bağlantılar için kapattım.

Anlayacağınız büyükşehir çalışıyor...

Hoşçakalın ama yorum yazanlar daha da hoş kalsınlar...

Salı, Ocak 29, 2008

Doğa güzel...

Yakın zamandaki bir yazımda havaların soğukluğundan şikayet etmiştim. Yok ısınmadı, hala soğuk. Soğuk derken sıfırın altını görmüyoruz pek. Ankara'lı biri için oldukça ılıman bir kış...

Bu sefer de soğuktan şikayet edecek değilim. Bir kere yeter onun için. Bugün yolda giderken karşıdaki tepelerin üstünde kar gördüm mutlu oldum; konumuz bu :p. Aklıma Elmadağ geldi hatta. Ama pek alakası yok, böyle tek tük yüksekçe tepelerde biraz bir şey var. Elmadağ'da şimdi epey kar vardır tahminim. Zaten az, o da yakında erir gider gibi geliyor bana. Olsun, yine de güzel karı görmek uzaktan da olsa.

İşin aslı belki de karı böyle uzaktan görmek en iyisidir. Yerden üç hafta kalkmayan, buza dönüşen, adam düşüren hali her zaman o kadar da eğlenceli olmayabiliyor. (Tecrübe!..)

Bonus bilgi olarak, haftasonu'da okyanus kenarına gittim. Akşam üzeriydi ve kumsalda ancak mont ile dolaşmak mümkündü. Dalgaların yüksekliği ne kadardı bilmiyorum ama gerçekten muhteşemdiler, özellikle çıkarttıkları ses.. Huzur vericiydi diyebilirim. Bizden önce birileri ateş yakmıştı. Ateşin başına iki dakka oturup dalgaları dinlemek bile iyi geliyor insana. Fark ettiyseniz oturmuş pastoral yazılar yazıyorum, artık ne kadar hoşuma gittiğini buradan anlayın. (Resmen, bin atlı olmayan bir akında çocuklar gibi şendim!)

Özetle, doğa güzel bir şey ama soğuk değil! Bu sonuca da benden başkası kolay kolay varamazdı (:

Hoşçakalın..

Cumartesi, Ocak 26, 2008

Seni sevmediğim yalan!


Sen varsan her şey tamam sen yoksan her şey eksik. Hatta ve hatta varlığında yokluğunda yetmiyor...

Son zamanlarda email gelmez oldu. Önemli önemsiz tek bir mail bile olmuyor bazen. Bazen öyle oluyor ki bir gün boyunca hiç spam mail bile gelmiyor. Sabah inbox'ıma baktığımda sıfır mail bulmak çok acaip bir duygu. Alışmamışım, dünya ile bağlantım kopmuş gibi hissediyorum.

Biliyorum pek şikayet edilecek bir şey değil ama garip hissediyorum sadece. Biraz da nedenlerini merak ediyorum. Bunun sebeplerinden bir tanesi IM programları bence. Söyleceğin bir şey varsa msn'den yazıp gönderiyorsun. Tak diye cevabı geliyor, beklemek yok. Social networking sitelerinin de etkisi var. Biraz daha günlük, hayatın akışı içerisindeki kısa sorular için facebook emailden daha iyi bir alternatif olabiliyor.

Sonra, internet siteleri kullancılarına biraz daha saygılı olmaya başladılar. Artık her önüne gelen sürekli email göndermiyor. Bir dönem hem email gönderip hem de altına "bu spam değil tanıtım içerikli bir maildir lütfen arkadaşlarınıza gönderiniz" diyebilecek kadar saçmalayabiliyorlardı. Böyle siteler hala var ama artık herkesin de böyle siteler için ayrı bir email adresi var.

Forward mail furyası da bitti gibi bir şey. Yok, forwardcılar mucizevi bir şekilde akıllanıp bu işleri bırakmadılar. Artık bu tip saçmalıklar da social networking sitelerinden gelmeye başladı. Spam mail filtreleri de iki sene öncesine kıyasla oldukça işlevseller. Hiç tanımadığım insanlar da bana ölmeden önce milyon dolarlarını -hayır işlerinde kullanmam şartıyla- bırakma fikrinden vazgeçtiler sanırım..

Böyle giderse email normal posta gibi bir şey olacak galiba. Günde bir kere kontrol etmek yetecek. Ama bununla birlikte daha güvenilir ve daha önemli bilgilerin taşındığı bir kanal olacak. (Gerçek posta kutuma daha fazla spam geliyor bu aralar o da ayrı bir mesele...)

Son olarak, son dönemde artan yorumlar için tekrar teşekkürler. Hoşçakalın..

PS: Email üzerine gereksiz fikirlerimi dinlemiş okuyucularıma ödül olarak bir ipucu vereyim. Gerçi ben yeni keşfettim ama belki siz önceden biliyorsunuzdur. Eğer gmail kullanıyorsanız ve emailinize güvenli olarak erişmek istiyorsanız gmail'in normal adresi yerine https://mail.google.com/ 'u kullanabilirsiniz. Buradaki önemli fark, http'den sonra gelen s. Kendisi secure'un s'si. Özellikle size ait olmayan bilgisayarlardan ve wireless networklerden gmailinizi kontrol ediyorsanız eğer paranoyanızı bir miktar azaltabilir.

Perşembe, Ocak 24, 2008

Ir77's Labs - 3

Bu sefer ki çok büyük bir gelişme değil aslında ama yine de duyurayım. Siz okuyucularım için hizmette sınır tanımadığımı bilmenizi isterim. Özellikle bu aralar okunma oranları ve gelen yorumlar oldukça teşvik edici, yani her şey sizler için...

Yeni olarak:

  • Etiketler kısmı yenilendi. Artık her etiketin yanında parantez içinde o etiketi taşıyan kaç yazı olduğu gösteriliyor. Şu anda yok ama bir sonraki aşama olarak o etiketi taşıyan en son yazının ne zaman eklendiğini göstermek istiyorum. Mesela etiketin üzerine fare imleci ile gelindiğinde küçük bir balon olarak çıkabilir.

Bu sefer tek bir değişiklik var ama kullanışlı olacağını umuyorum. Aslında, biliyorum sitenin bu özelliklerini kimse kullanmıyor ama en azından ben kendimi tatmin ediyorum :p

Son bir not olarak, etiketler ile ilgili küçük bir değişiklik daha yaptım. Sayfaların açılmasını biraz hızlandırmak adına etiket listesi sürekli güncellenmiyor. Sayfa içeriği ile etiketler arasında en fazla 1 saatlik bir fark olabilir ama bunun büyük bir sorun olacağını sanmıyorum. Olur da bir problemle karşılaşırsanız bana iletebilirsiniz.

Sanırım yeterince sıkıcı bir yazı oldu çoğunuz için, bu sebepten şimdilik yeter. Hoşçakalın...

Salı, Ocak 22, 2008

Film İzledim: Uçurtma Avcısı

H. uzun zamandır kitabını okumam için ısrar ediyordu. Çok güzel çok güzel diye bir kaç kere önüme ittirdi ama pek oralı olmadım ben. Sıradan bir arkadaşlık hikayesi bekliyordum işin açıkcası... Yine de oldukça merak ediyordum ve filmi gelince bu merakımı en çabuk yoldan tatmin ettim.

Film (The Kite Runner - Uçurtma Avcısı) bence güzel. İkinci yarısı sürükleyici ama ilk yarısı yer yer çok yavaş. İlk yarıda da durumu görüntüler kapatıyor. Bizim için ayrı bir tad var filmde o da Farsça. Ne kadar çok kelime almışız, ilginç gerçekten. Bir ara tercümesiz anlayabileceğim sandım filmi. Teşekkür, aferin benim dikkatimi çeken iki tanesi. Ama daha çok var. ..

Görüntü güzelliği açısından da oldukça güzel sahneler var. Viran Afgan sokaklarında Mustang görmek kolay bir şey olmasa gerek... Pazar yerlerinin görüldüğü sahnelerde hoş. Filmin çekildiği yerlere yakın yaşıyor olmak, benim için apayrı bir tad oldu. Sanırım sırf bu sebepten Golden Gate manzaralı final sahnesi de güzeldi diyebilirim.

Filmin rahatsızı edici bir yönü var ama anladığım kadarıyla kitapta da böyle bir etki söz konusu. Film çıkışında kitabı okuyan bir kaç kişinin konuşmasına şahit oldum. Dediklerine göre filmde kitapta olan pek çok bölüm yokmuş ama yine de konu bütünlüğü olabildiğince yerindeymiş. Buna rağmen iki küsür saat sürüyor ki benim normlarıma göre gereğinden fazla uzun.

Tavsiye ediyorum anlayacağınız, fırsatınız olursa eğer görülmeye değer.

Pazar, Ocak 20, 2008

Brokoli Salatası

Evet, ilk defa karşınıza yemek tarifi ile geliyorum. Neden diyecek olursanız... Yaptığım bütün yemeklerin tarifini oradan buradan bloglardan buluyorum ve benim de bir katkım olsun istedim. Hem zaten okuyucu kitlem diye bir şey söz konusu olmadığından bu yazı ile kimseyi kaçırabileceğimi sanmıyorum.

Malzemeler:
  1. Brokoli
  2. Diğer normal salata malzemeleri

:) İçerikten anlayabileceğiniz üzere karmaşık bir tarif vermem mümkün değil. Yani korkuya mahal yok...

Ne yapıyoruz?

  1. Brokoliyi yıkayıp, orta boy parçalara ayırıp haşlıyoruz. Ben bir tencereye koyuyorum bunları, ağzına kadar su doldurup kaynamaya bırakıyorum. Rengi parlak yeşil olana kadar bekliyorum. Bu da yaklaşık olarak kaynamaya başladıktan 5-10 dk. sonrası oluyor.
  2. Ayrı bir tabakta bildiğiniz salatayı hazırlıyoruz. Benim favorim orta irilikte doğranmış domates ve soğan. Üzerine brokolileri ekliyoruz. Tabi suyu ile değil. Çok az suyundan da eklenebilir ama fazla değil. (Evet, vitamini gidiyor galiba!) Sonra haliyle zenytinyağı, limon, tuz ve isteğe bağlı olarak kırmızı biber...

Bitti. Yani hazır yiyebilirsiniz. Hem güzel hem hafif, oldukça da doyurucu.

Olur da yemek yapmak zorunda kalırsanız ve eskaza bu sayfaya geldiyseniz. Asıl yapmanız gereken şu: Google'dan aratmak. Sadece yemek tarifi yayınlayan çok güzel bloglar var ayrıca resimli falan da oluyorlar. Sanırım biraz da cesaret gerekebilir :)

Afiyet olsun.

PS: Bu aralar oldukça fazla yorum geliyor. Teşekkürler!

Perşembe, Ocak 10, 2008

Hava soğuk...

Daha nasil anlatayim bilemiyorum. Ankara'nin sogugu kadar degil ama soguk iste. Sabahlari disari çikinca suratim acimiyor ya da ne bileyim yerler buz degil ama yataktan çikmak istememi engelleyecek kadar soguk.

Üstelik sicak olmasi gereken bir cografyadayiz. Hiç bir seye soguga göre tasarlanmamis ki... Evi klimayla isitmaya çalisiyorduk baktik olmadi elektrik sobasina geçtik. Elektrik sobasi dediginin elektrik kismini bosver kaldi sana soba. Koyuyorsun bir odaya, kapatiyorsun kapiyi... Evin geri kalanina girmekle kuzey kutbuna gitmek arasinda pek bir fark kalmiyor. (Soba kismini at diyecek olan olur diye de pesinen söyleyeyim, o zaman da elektrik kaliyor. Bu alet çalisirken baska bir sey çalistir çaat... Ne oldu? Sigorta atti. !!!***)

Ben de battaniyenin altina girip televizyon izlemeye basladim aksamlari. Yiyecek, içecek ivir zivir ne varsa aliyorum onlari da yanima. Uzun zamandir böyle düzenli televizyon izlemiyordum, görev bilinciyle her aksam 1 saat izliyorum. Güzel diziler oluyor. Hem de böyle 20-25 dakikalik seyler, adami yormuyolar. (90 dk. dizi mi olur be, film olur o. Gider sinemada izlersin.) Ayrica battaniyenin alti ne güzel abi, sicacik...

Maksat yazilar da kopukluk olmasin diye yapmadigim seyi yaptim günlük olaylar raporuna girdim. Ben ajans olmadigima göre niye böyle bir sey yaptigimi açiklamak güç. Ama olur da açiklama getirmek isterseniz hemen kisa bir yorum yazabilirsiniz :p

Iyi aksamlar efendim..

Perşembe, Ocak 03, 2008

2008

Öncelikle hepinizin yeni yılı kutlu olsun. Herkese sağlık ve mutluluklar dilerim. Gönlünüzce bir yıl geçirmeniz dileğiyle...

Fırsattan istifade, bu sayfayı okuduğunuz için teşekkür de etmek istiyorum. İster tesadüfen gelip sadece tek bir yazı okumuş olun ister sitenin en az güncellendiği günlerde bile düzenli aralıklarla gelip gidenlerden olun. Yorum yapanlara ayrıca teşekkürler.

My 2008 Resolution

Bu yazıda 2008 ile ilgili her şeyi kapsamaya kararlıyım. Başlık ağır çalıntı durdu ama bu zımbırtının da tam bir Türkçe karşılığını bulamadım. 2008'de yapmaya niyetli olduklarım gibi bir şey. Aynı şeyi çok isteksizce 2007 için de yazmıştım ve neredeyse yüzde yüz başarı oranına ulaştım. Bu sene daha inançlı bir şekilde yapıyorum yani. Burada anahtar nokta çok abartmamak galiba. Benim bu seneki listem şu şekilde:
  • Hayatıma sporu daha aktif bir şekilde sokmak. 2007'de bu yönde az da olsa adımlar attım ama bu seferki hedefim düzenli spor yapan biri olmak.
  • Sıcak denizlere inmek. Şaka maka 2008 bitmeden sıcak kabul edilebilir bir denizde yüzmek istiyorum.
  • Erteleme huyunu ertelemek. Hayatımda ıvır zıvır, büyük küçük her şeyi ertelediğimi fark ettim. Bu bezginlik halinden sıyrılıp daha dinamik bir yapıya bürünmek amacım. Gene yabancılardan alıntılayacak olursak procrastinationa da sinamekiliğe de son ulan.
  • Son olarak boş zamanlarımı düzenli dolduracak bir aktivite bulmak. Yemek okulu bile olur yani sadece çok fazla bilgisayara bakmalı bir şey olmasın yeter.

2007'de Neler oldu, Neler yaşandı?

Çok hızlı geçti diyemeyeceğim yıllardan oldu. Başı bir türlü, ortası bir türlü, sonu bambaşka bir türlü geçti. Özünde benim açımdan olumlu bir yıl oldu. Binbür türlü değişiklik oldu hayatımda ki hala yaşıyor olmam iyiye işaret.

Hayatı sitcom tadında yaşadığıma delalet getirdim 2007'de. İlk gününde son gününe kadar fantastik olaylar, fantastik insanlarla doluydu. Tahminim bunun filmi de çekilir.

Hayat da küçük değişikliklerin çok önemli olduğunu öğrendim ayrıca. Böyle uzun süre bekleyip büyük değişiklikler yapmaktansa her gün küçük bir şeyi değiştirip aynı zamanda elindekini korumak çok önemli. Özetle evi temiz tutalım, aldığımızı yerine koyalım. 3 ay evi kirletip sonra da 3 gün 3 gece temizlik şenlikleri yapmak hiç eğlenceli değil. Bu özet aslındaki aklımdaki şeyle alakasız oldu ama bence özünde o da önemli bir mesaj veriyor...

Schopenhauer'in bir kaç denemesini okuyup adamın ne kadar ilginç tespitleri olduğunua şaşırdım. Adamın manyak olduğuna da karar verdim o ayrı. Bu dengesizliği, tutarsızlığı sevmek aslında benim bünyede doğuştan mı var nedir acaip zevk veriyor. Ama bu son kısmının 2007 ile alakası yok, ben buna uzun zamandır inanıyorum.

2008'de Neler Olacak?

İnanır mısın, bilmek istemem. Zaten bilemem de. Hem bilsem çok sıkıcı olurdu eminim. Direk 2009'a atlamak falan isterdim. Güzel şeyler olacak bence ama dediğim gibi bilemiyorum... Çok merak ediyorsanız ama gazete okuyor bence. Bu aralar tam falcı mevsimi olsa gerek.

Yalnız 2008'in, daha ziyade 2000'li yılların benim için biraz hayal kırıklığı olduğunu söylemeliyim. 95 civarında 2000 yılı benim için çok uzak görünürdü. Çok uzun zaman vardı daha gelmesine. Yıl 2008 oldu, oldukça yaşlandık, ne uçan arabalar var piyasada ne de alüminyum renkli üniformalar giyiyoruz. Kandırıldık bence, paramızı geri mi istesek?!!

2007'nin En'leri nelerdi peki?

2007'nin en sevdiğim kişisi kendim oldum yine. Son bilmem kaç yıldır hatta kendimi bildim bileli bu böyle. İzlediğim en sıcak film müzikleriyle Beynelmilel oldu (ben bu sene izledim en azından), en eğlendiğim film Simpsonlar, en içimi bayıltan ise Golden Compass (Altın Pusula ??) oldu.

En çok dinlediğim şarkı Yarabbi Şükür (Göksel) olsa gerek. Arabada dinliyorum çünkü, ister istemez daha sık olmuş oluyor.

Beni en derinden etkileyen spor olayı ise Galatasaray'ın UEFA grubundan çıkması oldu. Yani, sevindim nihayetinde ama nasıl oldu hala anlamış değilim.

Yeni yıla nasıl girdin?

Otomobil vasıtasıyla girdim... Trafiğin tıkanması ve bilimum değişik şeyler sebebiyle beş altı saat kadar arabada vakit geçirdim. Saat 12'de de bir otoparkta idim. Şaka falan değil, gerçek. Ama otopark çok katlıydı ve en üst katında çok güzel havai fişek manzarası vardı! :p Hayatımın sitcom tadında olduğunu söylemiştim sanırım...

Bonus

Son olarak televizyoncu tabiri ile bir VTR'miz var. Buraya kadar okumuş herkese yeni yıl hediyesi olarak, sevgiler...